Eğitim Felsefemiz
Felsefemizin temelinde, çocuğun bireysel özelliklerini tanıyabilmesine, hissedebilmesine ve hayal kurabilmesine destek olabilmek yer almaktadır.
Bunun için bir üçgen düşünün. Bu üçgenin en alt basamağında duyular var. Duyular arası koordinasyon, motor gelişim becerilerini kullanarak öğrenme ve beyin gelişimine yardımcı olur. Bu nedenle eğitim sistemimizde duyusal aktiviteler önemli bir yer kaplamaktadır. İkinci basamağında ise duygular var. Bizim için olumlu duygular kadar olumsuz duygularda kıymetlidir. Örneğin, çocukların, utanma, kızma, üzülme, hayal kırıklığına uğrama gibi duyguları yaşamasına izin verirsek, çocuklar bu duyguları tanıyacak, ifade edebilecek ve yönetebilecektir. En önemlisi ise, bu duyguların geçici olduğunu ve tekrar olumlu duyguları yaşayabildiklerini gördüklerinde bir an önce geçmesi için daha çözüm odaklı düşüneceklerdir. Bu gelişim de bizi öfke krizlerinden koruyacaktır.
En üst basamakta hayal kurmak var. Hayal kurmak, kurgulamak ve nihayet uygulamaya geçirmek üretmek gibi… Hayalimizi, kurgumuzu uygulamaya koyduğumuzda önümüze çıkan eksikler veya fazlalıklar, yani, yeni veriler bize uygulamada yol alırken yeni çözümler üretmeyi öğretir. Sonuçta hayalimize ne kadar yaklaştığımız önemlidir.
Eğer bunların bir kısmını çocuklarımıza öğretmeyi başarabilirsek, kendinden hoşnut olan, etrafındaki kişilere ve olaylara, doğaya daha pozitif farkındalık ve merakla bakan bireyler yetiştirebiliriz.
Çocuklarımıza doğal yaşam ortamı sunmaya çalışıyoruz. Doğal yaşam, duyguların gelişmesine yardımcı olur. Duygu gelişimi, çocuğun kendini ve bütün duyguları tanımasıdır, çaba göstermesidir, plan yapması ve sabretmeyi öğrenmesidir. Bu şekilde çocuk, çabalayarak sabrettiği şeyi elde ettiğini görür. Çabalarken takılsa bile, biraz destekle hızlıca ayağa kalkabilir.
İşte biz İnci Gündüz Anaokulu olarak, çocuklara bunu öğretmek, ebeveynlere de bunu anlatmak istiyoruz